Anne Bebek yogası ülkemizde pek tanınmayan, hakkında fazla bilgimizin olmadığı ve dolayısıyla yaygın da olmayan bir yoga türü. Bunun bir sebebi yoganın hayatımıza yeni yeni girmesi, bir sebebi de bebeklerle dışarı çıkmak, aktivite yapmak konusundaki tutumumuz. Bugünkü yazımda sizleri bu keyifli ders hakkında genel olarak bilgilendirmek istiyorum.
Anne bebek yogası, vermekten en çok keyif aldığım ders türü. Bütün saflıkları ve güzellikleriyle bulundukları mekanlara yaşam enerjisi taşıyan bebeklerle çalışmak, benim için büyük şans.
Araştırmaların gelişmesi ile bizler artık bebeklerin anne karnından itibaren hissettiklerini, duyduklarını, tepki verdiklerini biliyoruz. Kişiliklerinin ilk temel taşlarının daha anne karnında iken atıldığını anlıyoruz. Bu sebeple bebekleri varlıklarını ilk öğrendiğimiz andan itibaren ‘birey’ olarak kabul ediyoruz: duyan, anlayan, hisseden, bilen, tepki veren bireyler… Anne-bebek yogası derslerimizi de bu perspektifle uyguluyoruz. Bebeklerimize saygı ve sevgi ile dokunarak, onlardan izin alarak, onların tercihlerine ve ihtiyaçlarına saygı göstererek ve her şeyden önce büyük bir sevgi ortamı açarak.
Bu ders temel olarak bebeklerin faydalanması için; annelerimiz bebeklerine gösterdiğimiz hareketleri uyguluyorlar. Tabii ki anne için de postnatal yani doğum sonrası yoga pozları var. Bedenin sıkılaşması, toparlanması, hizalanması için egzersizler var. Ama özellikle ilk dersler daha çok bebek odaklı oluyor. Bebekler ilk derslerde alışıyorlar ve takip eden derslerde artık bildik, tanıdık pozlar ve ortam içinde keyif de almaya başlıyorlar. Bebekler ders ritmine uyum sağladıkça anneler için de pozlar artıyor.
Derse 2,5-3 aydan itibaren bebekler katılabiliyor. Aslında gaz, huzursuzluk gibi özel durumlarda daha öncesinde katılmak mümkün ama küçük bebeklerle yapabileceğimiz hareketler biraz daha kısıtlı oluyor. Derslere emekleyene kadar devam edilebiliyor. Sebebi de emeklemeye başladıktan sonra bu özgür ruhları yerde sırtüstü 2-3 dakikadan fazla tutamamamız :) Asla durmak istemiyorlar, dolaşmak, keşfetmek, dokunmak, hareket etmek varken kim yatar ki!
Derse odaklanmayla ve rahatlama hareketleriyle başlıyoruz. Anne ne kadar rahatsa bebeğin de annesiyle uyumlanarak rahatlayacağına inanıyoruz. Önce annemizi rahat bir oturuşa davet ediyoruz. Bir kaç nefes egzersizi ve esneme hareketi yapıyoruz. Daha sonra bebeğimize masaj zamanı. Bebeğimizden izin alarak başlıyoruz masaj yapmaya. Tüm bedene masaj yapıyoruz ve böylece yoga için hazırlanmış oluyoruz.
Bu ders tamamiyle bebeklerin ve annelerin ihtiyaçları doğrultusunda ilerliyor. Yani ders sırasında bebeğinizin altını değiştirmek, emzirmek, gazını çıkarmak doğal akışın parçası. Annelerin ‘Ya benim bebeğim ders sırasında durmazsa, ağlarsa, diğer anne-bebekleri rahatsız edersek…’ gibi kaygıları olabiliyor. Oysa bizler biliyoruz ki bebekler bazen kendilerini ifade etmek için ağlıyorlar. Bazen biraz emzirmek, sadece kucağa almak ya da biraz gezdirmek, uykusu geldiyse uyutmak dersin parçası. Dersi kaçırmak diye bir şey yok, derse başlamak istediğiniz zaman, istediğiniz yerden devam etmek mümkün. Bebeklerimize hiç bir zorlamanın olmadığı, hazır olduklarında desteklendikleri bir ortam hazırlıyoruz.
Bebekler tekrarlarla öğreniyorlar, bu yüzden derslere hep yeni pozlar eklense de eski pozları tekrar ediyoruz. Bebeklerimizin en keyif aldıkları bildik pozların güvenlik duygusu içinde hareket etmek. Böylece yeni hareketlerin macerasına da daha açık oluyorlar. Her bebek kendi mizacına göre tepki veriyor pozlara. Kimi başta biraz korku ve merakla bakıyor, kimi şaşırıyor, kimisi daha baştan gülücüklerle ve kahkahalarla eşlik ediyor. Tekrarlarla pozlardan alınan keyif artıyor. Annelere derslerde yaptığımız pozları evde de tekrarlamalarını öneriyoruz. Aslında önermesek de anneler bebekleriyle bu eğlenceli hareketleri zaten yapmış oluyorlar. Akış içinde yaptığımız pozlara bir de şarkı eşlik ediyor. Bu da yoga pozlarının tanınırlığını artırıyor.
Ders, hareket ve hareketsizlik, ses ve sessizlik, efor ve çabasızlık arasında gidip gelen bir denge oluşturuyor. Dersin sonunda bebeklerin de kısa zamanda öğrendiği derin gevşeme bölümü var. Anne ve bebeğin birlikte yaptıkları derin gevşeme dersin en faydalı kısımlarından birini oluşturuyor. Bilinçli gevşemeyi bir kez öğrendikten sonra, gün içinde rahatlıkla uygulamak ve hayata daha dinlenmiş, enerji kazanmış bir şekilde devam etmek mümkün oluyor.
Anne bebek yogası dersini genel olarak anlatmaya çalıştım. Bebeğiniz için faydalarını bir sonraki yazımda anlatmaya başlayacağım. Ama aynı şarkı, aynı rahatlatan hareketler, annenin sadece kendisine ayırdığı bir zaman, sevgiyle dokunan eli, gülümseyen gözleri ve tatlı sesi. Bir bebek başka ne ister?