KRANİOSAKRAL TERAPİ

Kraniosakral terapi, bedenin derinliklerine yerleşmiş rahatsızlıkları ve işlev bozukluklarını çok hafif dokunuşlarla gidererek bedeni normal işleyişine kavuşturan bir yöntem. Kraniosakral sistem, beyni ve omuriliği çevreleyen yumuşak doku ile beyin-omurilik sıvısından oluşuyor ve merkezi sinir sisteminin en önemli unsurlarından biri. Günlük yaşamın akışı içinde pek çok zorlamayla karşılaşan ve bu etkenleri telafi eden beden, zorlayıcı dış etkenler arttıkça bunlarla başa çıkamamaya başlıyor. Bu etkenler arasında şunları sayabiliriz:

  • Kazalar, travmalar
  • Stres
  • Doğum sırasındaki komplikasyonlar
  • Merkezi sinir sistemi enfeksiyonları
  • Salıverilmemiş güçlü duygular
  • Uzun ve yoğun diş tedavileri

Sonuç olarak vücudun belli bölgelerinde dokular sıkışarak beyin ile omuriliği etkilemeye, merkezi sinir sisteminin (ve dolayısıyla bedendeki hemen hemen bütün sistemlerin) fonksiyonlarını tehdit etmeye başlıyor. Kraniosakral terapiyle, bu sıkışıklıkların giderilerek tüm vücudun rahatlatılması ve bedenin kendi kendini iyileştirmesine olanak tanınması hedefleniyor. Merkezi sinir sisteminin sıkışıklıklardan kurtulmasının sonucunda beden ağrıdan ve stresten arınıyor, hastalıklara karşı direnci artıyor ve sağlıklı kalıyor. Kraniosakral terapinin rahatlama ve iyileşme sağlayabildiği sayısız rahatsızlık arasında şunlar sayılabilir:

  • Migren ve başağrıları
  • Depresyon
  • Kronik boyun ve sırt ağrıları
  • Stres ve gerginlikle bağlantılı rahatsızlıklar
  • Motor koordinasyon bozuklukları
  • Kronik yorgunluk
  • Sinüzit
  • Fibromiyalji
  • Skolyoz
  • Dikkat ve uyku bozuklukları
  • Göz ve kulak rahatsızlıkları
  • Huzursuzluk, nedeni belirsiz korkular
  • Hormonal rahatsızlıklar
  • Merkezi sinir sistemi rahatsızlıkları
  • Travma sonrası stres sendromu
  • Ağız bölgesinde gerginlik, TMJ sendromu (çene kilitlenmesi)
  • Denge sorunları, vertigo
  • Ortopedik sorunlar

BEBEKLER VE ÇOCUKLAR

Kraniosakral terapi, çok yumuşak bir yöntem olması nedeniyle yenidoğanlardan yaşlılara kadar her yaş grubuna uygulanabilecek bir terapi yöntemi. Bebek ve çocuklarda özellikle şu durumlarda kraniosakral terapi çok olumlu sonuçlar verebiliyor:

  • Emzirme ve uyku sorunları
  • Kronik kulak enfeksiyonları
  • Kolik
  • Reflü, sindirim sistemi bozuklukları
  • Hidrosefali
  • Fiziksel gelişim bozuklukları
  • Duyusal bütünleme bozuklukları
  • Otizm
  • Serebral palsi
  • Göz problemleri
  • Öğrenme güçlükleri, disleksi
  • Dikkat eksikliği, hiperaktivite
  • Travmalar
  • Konuşma bozuklukları
  • İşitme güçlüğü
  • Down sendromu, genetik bozukluklar
  • Duygusal sorunlar
  • Bağışıklık sistemi zayıflığı

HAMİLELİK, DOĞUM VE SONRASI

Anne olmayı düşünenler için, kraniosakral terapi özellikle üreme organlarındaki işlev bozukluklarını ortadan kaldırarak hamile kalmayı kolaylaştırıyor. Hamilelik sırasında anne adaylarının bedenlerini doğuma hazırlıyor, boyun, sırt, bel ve eklem ağrılarını azaltıyor, hormonları dengeleyerek başağrıları ve migrenlerin, mide bulantılarının, stresin, duygusal dalgalanmaların önüne geçiyor, bitkinliği engelliyor. Doğumun başlatılması ve hızlandırılmasında yaygın olarak kullanılan Pitocin gibi sentetik ilaçları gereksiz kılıyor, doğumu kolaylaştırıyor ve hızlandırıyor. Doğum sonrasında annelerin dokularının daha hızlı toparlanmasına, özellikle sezaryen doğumla dünyaya gelen bebeklerin doğum travmasını hızla atlatarak sistemlerinin dengelenmesine yardımcı oluyor.

GÜNSELİ KARTAY

İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik eğitimi aldıktan sonra yaklaşık on yıl süreyle yazılı basında severek çalıştım. 1998 yılında New York’a göç ettim. Yıllar içersinde meditasyon, reiki ve diğer yöntemlerle ucundan ilgilenmiş olmakla birlikte, sonunda kraniosakralla tanışınca “Hah, buymuş” dedim. ABD’deki Upledger Enstitüsü’nde yetişkinler ve çocuklar için kraniosakral, Barral Enstitüsü’nde viseral manipülasyon öğrendim, öğrendikçe hocalarımın her birine ayrı ayrı hayran oldum. 2014 Haziran’ından beri yeniden İstanbul’luyum.