Godfrey Devereux’un Tanımıyla Hatha Yoga
“Hatha Yoga fiziksel olarak fit olmak için bir sistem değil. Bir din değil, ‘kült’ değil, New Age değil. Herhangi bir inanç gerektirmiyor; kör körüne bir şeyi kabul ettirmiyor. İtiraflara, diz çökmeye, günah çıkartmaya gerek yok. Belirli değer sistemi olan bir hayat tarzı değil. Tütsü yakıp garip kıyafetler giymeye gerek yok. Eti, Sigarayı, alkolü, seksi ya da parayı reddetmeye gerek yok. Hatha Yoga, spiritüel bir uygulama. Yani olanları açıklığa kavuşturan ve bütün içinde harmoni ile gerçekleşmeyi sağlayan bir uygulama. Bu şekilde Hatha Yoga hem bir bilim, hem de sanat. Tarafsızlık, tutku ve aydınlanma, harmoni, güzellik ve ilham ile Hatha Yoga uygulanır.
Hatha Yoga, pratik olarak yoga insan potansiyelinin ortaya çıkmasını sağlar. Bu demek ki bedenin ve zihnin bütün gücü elde edilir. Uygulamada derinleştikçe bu potansiyel daha da kendini tatmin eder. Ancak ilk andan itibaren rahatlama, sakinleşme, harekette özgürlük, dengede artış, konsantre olabilme, ayık olabilme, kendine güven, odaklanma ve tatmin hissedilir. Bunlar tek bir dersten sonra da hissedilir. İşte bu şekilde hemen hissedilen etkileri sayesinde derse devam etme isteği uyanır.
Hatha Yogada uygulanan pozlar, kısıtalyıcı beden ve zihin alışkanlıklarımızı bırakmamızı sağlar. Eski ve sınırlayıcı huylarımızı terk etmemizi ister, Hatha Yoga. Tanıdık ve bilinenlerden bizi özgür kılar. Bilinmeyen ve yabancı olanla rahat ve emniyetli hissetmemizi sağlar. Sınırlayıcı alışkanlıklarımızın altında yatanları ortaya çıkarır. Derinliklerde uyuyan potansiyelin yüzeye çıkmasını sağlar. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak, bir yapı kurmak gibi değil. Bir şeyi sökmek gibi de değil. Araştırma ve kabullenmenin sonucu olarak varlığımızda spontane olarak değişimlerin gerçekleşmesidir, potansiyel. Artık yüzeysel, geçici, kopuk anlık durumlarla, anlık duygularla, hislerle, düşüncelerle, anlık fikir ve inançlarla özdeşleşmeyiz. Bütünün bilincini kaybetmeden bunların sadece geçici bir yer almasına izin veririlir.
Yoganın anlamı bütünlük. Bütünlük, farklı taraflarımızın bir araya gelmesi. Biraraya gelme ile her ayrı parça güçlenir. Çok seviyede bütünleşme gerçekleşir: hareket ve nefesin bütünlüğü, kas ve kasın bütünlüğü, kemik ve kemik, anatomik ve fizyolojik beden, dış ve merkezi sinir sistemi, zihin ve beden, düşünce ve davranış, istek ve niyet.
İşte yoganın amacı ve fonksiyonu. Kendimizi bütün olarak bize sunmak. Daha esnek, daha güçlü, daha dengeli ya da başka bir dış fayda için değil. Bunlar yoganın tesadüf yan etkileri. Ancak bunlara fazla odaklanırsak konuyu kaçırmış oluruz. Zihinde böyle dar bir hedef olursa zihin stabil ve rahat olamaz ve bütünlük olamaz. Hırs, zihni rahatsız eden bir gerginlik yaratır. Bütünlük için açık, tahammül eden ve bütün farklı taraflarımızı tolere eden bir zihin gerekir. Bu taraflar, bütün içerisinde görülmediği zaman çelişkili gözükebilir…”